Türk rejimi ihlallerini örten bir güvenlik zaferi arıyor
Temmuz 2016daki başarısız darbe girişiminden bu yana Türkiye, Ankaranın darbe girişiminin planlanmasıyla suçladığı FETÖ’ye suç ortaklığı veya üyeliğiyle ilgili suçlamalarla binlerce askeri personel, akademisyen, insan hakları savunucusu ve muhalifin tutuklanması arasında hala kayda değer bir güvenlik zaferi arıyor..
Türk otoriteler, Kuzey Kıbrıstaki otoritelerle ortak güvenlik operasyonu sonrasında Gülen örgütünden öne çıkan bir kişiyi tutuklamayı başardıklarını açıkladılar.
Devlet tarafından işletilen Anadolu Ajansına göre bu karakter, tutuklanmasının ardından Kıbrıs Türk ve Kuzey Kıbrıs güvenlik servisleri arasında koordinasyon halinde Türkiyeye getirilen Ahmed Yeğit.
Türkiye’nin resmi ajansı Anadoluya göre bu şahsiyet, tutuklanmasının ardından Türkiye ve Kuzey Kıbrıs güvenlik servisleri arasında koordinasyon halinde Türkiyeye getirilen Ahmet Yiğittir.
Bu operasyon, Gülen örgütü üyesi olduğundan şüphelenilenlerin Türkiye içinde ve dışında artan takip edilmesi bağlamında geliyor.
Türk hükümeti, Erdoğanın muhaliflerinin Batılı ülkeler tarafından şiddetle eleştirilen ve siyasi hesapların tasfiyesi çerçevesinde gelen ve cumhurbaşkanının muhaliflerine karşı bir sindirme kampanyası olarak değerlendiren ayrım gözetmeyen tutuklama kampanyasını örtbas etmeye çalışıyor ve baskı hızını artırmak için bir bahane olarak çalışıyor. Batılı kaynaklar, Türk otoritenin hukukun üstünlüğünden yoksun ve yasal örtü altında bir intikam yaklaşımına başvurduğunu belirtti.
Ankara, ABDyi 1999dan beri ABDde yaşayan ve darbe girişimiyle herhangi bir bağlantısı olduğunu reddeden Fethullah Güleni Türkiye’ye iade etmesine ikna edemedi. Çünkü, Gülen’in bir dizi askerin önderliğindeki darbe operasyonunda yer aldığına dair gerçekçi ve ikna edici bir kanıt sunmadı.
Türk hükümeti, Ankaranın terörist olarak sınıflandırdığı Gülen örgütünün sözde üyelerinin tutuklanmalarını medya havasıyla çevreliyor ve güvenlik başarısı olarak niteleniriyor, Bununla birlikte, aynı zamanda, geniş çaplı temizlik kampanyasının tanık olduğu hukuki ve insani ihlaller de dahil olmak üzere, operasyona eşlik eden ihlalleri örtbas etmeye çalışıyor.
Gülen ve Erdoğan, aynı siyasi İslam okulunun eski müttefikleri, ancak çıkarları ve siyasi hesapları onları ayırdı ve bu nedenle iki baş düşmana dönüştü.
Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, "KKTC’de, Türkiye Cumhuriyeti aleyhine faaliyet gösteren Terör ve Organize Suç örgütü mensuplarının tespiti ve yakalanmasına yönelik yapılan çalışmalar neticesinde;
Lefkoşa Büyükelçiliği, MİT, İçişleri Bakanlığı Müşavirliği, KKTC Polis Genel Müdürlüğü ve KOM Daire Başkanlığı koordinesinde, FETÖ üyesi Ahmet Yiğit isimli şahıs KKTC’de yakalanmıştır" ifadeleri kullanıldı.
KKTC Girne Limanından hareket eden yolcu gemisiyle Mersin Taşucu Limanına getirilen şahıs, Silifke Kaçakçılık Organize Suçlarla Mücadele Grup Amirliğince gözaltına alınmıştır."
Türkiye hükümeti, Gülen örgütünü, nihayetinde 2016 yazında darbe girişimine yol açan devletin kurumlarini kontrol etmek için, özellikle güvenlik ve yargı hizmetlerinde, ordu ve eğitim kurumlarında uzun yıllar boyunca devlet aygıtına sızmakla suçluyor.
Türk yetkililer onları Gülen örgütünün emriyle rejimi devirmeye çalışan derin devleti temsil ettiklerini açıklıyor.
Ayrıca Türkiye hükümeti, 1999dan beri sürgünde yaşayan gülenin ABDden iade çabalarını sürdürürken, başarısız darbe girişimindeki rolüne dair henüz net bir kanıt sunmadı.
ABD idaresi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile güçlü bir dostluk kuran eski Başkan Donald Trump döneminde, Türkiyenin Fethullah Gülenin iade talebini reddetti. Erdoğanı "otoriter" olarak nitelendiren ve seçim kampanyası sırasında defalarca Erdoğan’a saldıran yeni ABD başkanı Joe Biden de, Ankara’nın onlarca kişinin öldürüldüğü, yaralandığı ve ardından çeşitli devlet kurum ve kuruluşlarından binlerce tutuklama operasyonu yapılması izlediği darbe girişimini planlayan kişinin kendisi olduğuna dair kanıtlar sunmadığı sürece Gülenin iadesine ilişkin herhangi bir müzakereye başlatması beklenmiyor.
