babası annesi Türk cezaevlerinde Kanser hastası bir çocuk
Doktorlar, Türk çocuğu Hakan Dağdevireni (12 yaşında) lenfatik sistemde kanser olarak teşhis etti ve Hakanın acılarını artan şey, ailesinin Türk otoriteleri tarafından tutuklanmasıdır.
Hakanın torununa bakan büyükannesi, “Hakan, kanser tüm vücuduna yayıldıktan sonra zorluklarla karşılaşıyor ve annesine çok ihtiyacı var”. Dedi
Hakanın 70 yaşındaki dedesi Ali Dağdeviren, cezası da onanırsa hapse girme riskine karşı karşya.
Sanatçılar, milletvekilleri ve insan hakları savunucuları sosyal medyada başlatılan kampanya ile annenin cezasının ertelenmesi veya çocuğunun yanında olmasına izin verilmesi çağrısında bulundu.
2 sene önce cemaat soruşturmaları kapsamında önce baba Gökhan Dağdeviren tutuklanıp Eskişehir Cezaevine, 15 gün sonra da anne Sabriye Dağdeviren tutuklanıp Çorum cezaevine konuldu. Anne Sabriye Dağdeviren’in 6 yıl 10 ay 15 günlük hapis cezası onandı. Baba Gökhan Dağdeviren’in aldığı 19 yıllık hapis cezası ise Yargıtay aşamasında.
Eskişehirde Osman Gazi Üniversitesi Hastanesine giren Hakanın yaptığı incelemelerde hastalığın kanser olduğu doğrulandı. Karaciğer, karın, uyluk, boyun ve koltuk altlarında da yayıldığı bulunmuştur. Hakanın tedavi görmesi için birkaç ay hastanede kalması gerekecek. Ebeveynler, oğullarının hastalığını henüz bilmiyordu.
Çok acı çektik ama buna mukayese edilebilecek bir acı yok. Torunumun bu ameliyat için annesine ihtiyacı var ve o 12 yaşında ”dedi.
Daha önce HDP milletvekili ve insan hakları savunucusu ömer faruk gergerlioğlu, annelerin tutuklanması ve Türk hapishanelerinde hapsedilmesinin trajedisinden bahsetmişti.
ömer faruk gergerlioğlu, “Adil bir yargı olması gerekiyor, bu çocuklar bizim neslimiz, bizim geleceğimiz ve bu çocukları biz kendi elimizde mahvediyoruz. Olacak iş değil. Bu çocuklar mahvoluyor, aileler parçalanıyor bu hal devam ediyor ve bizim yasa teklifi ile sunduğumuz hususlar da maalesef şu ana kadar göz ardı edilmiş durumda” şeklinde konuştu.
Darbe girişiminden bu yana, Türkiye hükümeti, yargılanmayı bekleyen yaklaşık 80 bin kişinin tutuklanmasına ve yaklaşık 150 bin hükümet çalışanının işten çıkarılmasına veya işi durdurulmasına yol açan ve ordu mensupları, polis ve diğer sektörleri başta olmak üzere tüm kamu sektörlerini kapsayan büyük bir "güvenlik temizliği" kampanyası başlattı.
